set ne demek

Ingilizce-Türkçe sözlük set türkçe anlami nedir?

Ingilizce Türkçe: set: f. (set, --ting) 1. koymak, komak: Set it over there! Oraya koy! 2. tayin etmek, tespit etmek, saptamak: Have you set a date? Bir tarih tayin ettin mi? 3. (birine) (bir ödev) vermek. 4. (saati) ayarlamak. 5. (sofrayı) kurmak. 6. (kırık bir kemiğin uçlarını) yerine koyup sarmak; (kırık bir kemiğin uçları) (birbirine) kaynamak: Have you set the bone yet? Kemiğin uçlarını yerine koyup sardınız mı? The bone has set. Kemik kaynadı. 7. -e yol açmak: His remark set her to thinking. Onun lafı düşünmesine yol açtı. The tremor set the clock running. Sarsıntı saatin işlemesine yol açtı. 8. (reçel, pelte, muhallebi v.b.´ni) jöle kıvamına getirmek, koyulaştırmak; (reçel, pelte, muhallebi v.b.) jöle kıvamına gelmek, koyulaşmak. 9. (rengi) sabitleştirmek; (renk) sabitleşmek. 10. (dişi kuşu) kuluçkaya oturtmak; (dişi kuş) kuluçkaya yatmak. 11. (gökcismi) batmak. 12. matb. (harfleri) dizmek. 13. (ıslak saçı) bir şekle sokmak, sarmak; (saça) fön çekmek; (saç) şekle girmek. 14. in (kıymetli bir taşı) (bir yüzük v.b.´ne) takmak, oturtmak. 15. (meyve/tohum) vermek; (meyve/tohum) oluşup gelişmek. 16. (bir hikâye v.b.´ni) (belirli bir mekân ve zaman içinde) geçirmek. 17. (av köpeği) fermaya geçmek.

Ingilizce Türkçe: set: i. 1. takım. 2. mat. küme. 3. grup, küçük topluluk. 4. duruş, oturuş: Change the set of your hat! Şapkanın duruşunu değiştir! 5. eğilim, meyil. 6. (rüzgârın estiği veya akıntının aktığı) yön. 7. (sıvı veya plastik madde için) katılaşma, sertleşme, donma. 8. tiy., sin. dekor. 9. sin. plato. 10. tenis, voleybol set. 11. fide, soğan.

Ingilizce Türkçe: set: s. 1. belirli, muayyen; önceden belirtilmiş, önceden tayin edilmiş. 2. değişmeyen; sabit.

Elektronik Sözlük: set: 1) küme, 2) elektriksel aygıt, alıcı,

Teknik Sözlük: set: v.ayarla:n.set

Tr-En . 198 . 675 . 1152 . 1629 . 2106 . 2583

En-Tr . 327 . 657 . 987 . 1317 . 1647 . 1977

Tüm dillerde sözlük için sozbaz.net sitesine tıklayınız.